MİSAFİR TOSBAĞA
2011-2014 yıllarında yazları Izmir’in güneyinde Yoncaköy tatil beldesinde o vakit 80’li yaşlarda olan rahmetli valide hanımın ve Samiye teyzemin yanında, bitişikteki Yurdagül teyzemin yazlığında geçirdik. Kuşadası, Efes gibi turistik yerlerden 10 km uzaktaki Yoncaköy’de Ankaralı ve Istanbullu mütevazi yazlık sahibi ve kiracı aileler vardı.
YONCAKÖY TATİL BELDESİ
Beldenin yazkış açık olan Urfalı bir bakkalı ve sahilde Mayıstan Kasıma açık olan bir lokantası vardı. Her sabah erkenden “Tazebalık-Tazebalık ve Domaatis-Kaarpuuz” diye bağıran balıkçılar ve köylü satıcılar traktörlerleriyle ve Desotolarıyla evler arasında gezip tatilcileri uyandırıyordu.
Bir yaz günü Finlandiyalı bir turist grubunu Efes antik kenti turuna çıkaran tanıdık bir rehber arkadaş telefon açınca, “tur bitince grubunu alıp buraya getirebilirsin. Bir iki saat kumluk sahilde güneş alabilirler. Biz de çaykahve ikram ederiz” dedim.
FİNLANDİYALI KONUKLAR
Akşamüstü yirmi kişilik Finlandiyalı grup geldi. Rehber hanıma, “Türkçe konuşan var mı?” diye sordum. “Yok, ama ben yolda onlara evin büyükannesine söyleyebilecekleri: Merhaba, Selam ve Teşekkür sözlerini öğrettim” dedi.
Finlandiyalı konuklarımız teker teker annem ile tokalaşarak onu selamladılar. Hatta bir genç kız annemin elini Türk usulü öptü! Birkaç kadın çay ve Türk kahvesi kahve içmek için annemin yanına terasa ve bahçeye oturdular.
Bahçelerdeki ağaçlarda yetişen ayva, ve nar meyvelerine hayran hayran bakarak etrafta gezinen Finlandiyalı konuklarımızı da ben Yoncaköy’ün meşhur ince kumlu sahilini göstermeye götürdüm. Tam onlara şezlongları ve duş yerini gösteriyordum ki, sonradan papazın hanımı olduğunu öğrendiğim Finlandiyalı bir teyze: “Vayy be, ileride üzerinde Efes yazan bir yer gördüm” diye haykırınca konuklarımız, sahili bırakıp buz gibi soğuk içecek peşine o salaş lokantaya koşup gittiler…
YONCAKÖY SAHİL RESTORANI
Beklenmedik bir satış patlaması yaşayıp afallayan mekanın işletmecisi bana: “Sağ ol abi, bunlar duble duble içiyorlar! Yarın da getirir misin?” diye sordu? “Maalesef, bu arkadaşlar yarın Helsinki’ye uçuyorlar. Artık soğuk meşrubat içimine orada devam ederler!” dedim…
KONUK TOSBAĞA
Finlandiyalı turistler ayrılırken grup lideri, anneme bir Finlandiya bayrağı hediye etti. Annem de Helsinki gezilerinde öğrendiği, “Kiitos-Teşekkür, Tule-Gel ve bildiği diğer tüm Fince sözleri” sıralayınca, konuklarımız gülümsediler ve bindikleri otobüsten el sallayarak mutlu bir şekilde Yoncaköy’den Izmir’e hareket ettiler!
Annem, bir güz sabahı, “oğlum bahçeye tosbağa misafir gelmiş, o uğur getirir. Resmini çek ve Helsinki’deki Tatar ve Finlandiyalı dostlarımıza gönder” demişti… Ben de bizi ziyaret eden Finlilerin hediye ettiği bayrağı alıp Anadolu’da “tosbağa” denilen kaplumbağanın resmini çekmiştim.
Sevgili annemi iki ay sonra Kasım 2014’de yitirdim, ama güzel hatıraları benim ve yakınlarımızın aklında kaldı. Allah rahmet eylesin. Ruhu şad olsun.
Copyright © 2021 All rights reserved-Tüm hakları saklıdır