HACETTEPE HELSINKI
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ-HELSINKI UNIVERSITY
Geçen Ağustosta Helsinki Üniversitesi yabancı öğrenci yetkilisinin rehberliğinde Fen Fakültesini ziyaret etmiştim. Biyokimya bölüm başkanı profesör Jorma Erkama ve Kimya bölüm başkanı profesör Osmo Mäkitie ile görüşmüş ve öğrenimime Helsinki’de devam etme imkanlarını sormuştum.
İki hoca da bana: ”ingilizceyi yeterli derecede öğrenmişsin. Hacettepe Üniversitesinde bir sömester daha temel bilimler okuyup iyi notlar alırsan, buraya transfer imkanı olabilir. Bunun için okuduğun dersleri ve aldığın notları gösteren ingilizce transkript belgesini bize yollaman gerekir” demişlerdi.
Helsinki Üniversitesini iyice aklıma koymuştum. Ayrıca Hacettepe Üniversitesi rektörü profesör İhsan Doğramacı hocanın Kayseri’de kurmakta olduğu Gevher Nesibe Tıp Fakültesine de başvurmuştum. Oradan da umutluydum ve haber bekliyordum.
ÖZEL DİŞÇİLİK VE ECZACILIK FAKÜLTESİ
Bir gün arkadaşlarımla okul çıkışı Hacettepe’den Ulus’a yürürken Hergele meydanın yukarısında yeni kurulmuş olan Özel Eczacılık ve Özel Diş Hekimliği Fakültelerini ziyaret ettik ve yetkililerle görüştük. Hacettepe Biyolojide okuduğumuzu söyleyince Temel Bilimler okuduğumuz için yılbaşından sonra eczacılık veya diş hekimliği bölümlerine yatay geçiş yapabileceğimiz söylendi. Ayrıca özel okul ücretini taksitle ödeme imkanı olduğunu söyleyip, elimizle başvuru formlarını verdiler.
Dişçilik ilgi alanım değildi, klinik eczacılık ilgimi çekiyordu, ama benim aklımda Helsinki Üniversitesi olduğundan bu özel okullara başvurmayı düşünmedim. Hacettepe’den bir arkadaşım Özel Eczacılık fakültesine diğeri de Özel Diş Hekimliği fakültesi girdiler. Kaderin cilvesi olarak bu özel fakülteler iki yıl sonra devletleştirilip Ankara Gazi Üniversitesine bağlanacak ve öğrencilerin okul ücreti ödemesine gerek kalmayacaktı!
BİYOLOJİ BÖLÜM BAŞKANI ALTAN GÜNALP
Ben Helsinki Üniversitesine odaklanmıştım. Temel Bilimler Matematik, Biyoloji, Fizik ve Kimya derslerini dikkatle dinliyor ve sınavlara çalışıyordum. Amacım ortanın üstü seviyede notlar alarak iyi bir transcript yani not karnesi elde etmakti. Yıl sonundan evvel Biyoloji Bölüm başkanı professör Altan Günalp’I ziyaret edip Helsinki Üniversitesi ve Kayseri Tıp Fakültesi hakkında görüşlerini aldım.
“Not ortalaman iyi sayılır, Biz sana detaylı bir ingilizce transcript düzenleriz. Umarım Helsinki Üniversitesine transferin gerçekleşir. Ben senin yerinde olsam giderdim” dedi ve ekledi: “Avrupa’da devlet üniversiteleri ücretsiz olabilir, ama yaşam giderleri yüksek. Burs veya öğrenim kredisi alabilirsen iyi olur.”
ÖNÜNDE ZOR BİR SEÇİM VAR
Aksi halde akşamları part-time çalışman gerekebilir ve eğitime konsantre olman zorlaşır. Ayrıca Kayseri Tıp Fakültesine yatay geçiş başvurun önümüzdeki bahara sonuçlanır. İki seçenek de olumlu sonuçlanırsa önünde zor bir seçim olacak!” dedi.
Yılsonunda Hacettepe Üniversitesinden aldığım transkripti ve doldurduğum yabancı öğrenci başvuru formunu büyük bir zarfa koyup iadeli taahhütlü Finlandiya’ya postaladım. Bir ay sonra postadan gelen sarı zarfı açtım ve Helsinki Üniversitesi Kimya Fakültesi 2. sınıfa kabul edildiğimi bildiren mektubu okuyunca sevinçten havalara uçtum, dünyalar benim oldu!
Burstan söz edilmiyordu, ama zarfın içinde Votk Finlandiya Devlet Öğrenci desteği ve bankadan Opintolaina öğrenim kredisi başvuru formları da vardı. Bu dokümanları Helsinki’ye vardıktan sonra doldurup başvurmak gerekiyordu.
AİLEM BENİ VAZGEÇİREMEDİ
Hacettepede başta Altan hoca, tüm öğretmenlerimle ve arkadaşlarımla vedalaştım. Evde durum kritik ve vahimdi. Babam gönülsüz olarak gerekli evrakları tamamlama yardımcı oluyordu, ama benimle fazla konuşmuyordu. Annem ise 19 yaşındaki yegane evladının evini terkedip Finlandiya’ya gitmesine üzülüyordu.
”Nasıl olur da Hacettepe gibi güzel bir okulu bırakıp, 2000 kilometre kuzeydeki soğuk ülkeye gideceksin evladım” diyordu. Ayrıca yaşlı gözlerle ”Kayseri’de yeni kurulan Tıp Fakültesine gireceğin içime doğdu oğlum, gel vazgeç bu işten!” dedi, ama beni vazgeçiremedi.
HELSİNKİ ÜNİVERSİTESİNE KAYIT OLDUM
1971 Şubat ayında Finlandiya’ya gittim ve Helsinki Üniversitesinin Hallituskatu’daki kimya bölümüne kayıt yaptırıp derslere girmeye başladım. Dersler genellikle Fince, ama kitaplarımız ingilizce idi.
Yabancı dilde eğitime başlamak kolay değidi, ama fazla yabancılık çekmedim. Hocalar sınavlarda benim için ingilizce sorular hazırlıyorlardı. Kimya bölümündeki yegane yabancı öğrenci bendim. Sınıf arkadaşlarım bana yakın davranıyorlardı. Okulda ingilizce ile idare edebiliyordum, ama bazı dilbilgisi kuralları, sözleri ve sesleri Türkçeye andıran Fince dilini öğrenmek zorundaydım. Akşamları üniversitenin Finnish for foreigners, Fince dil kursuna başladım.
Zamanla herşey yoluna girmeye başladı. Başvurmuş olduğum Votk Valtion Opintotukikeskus ve bankadan olumlu haberler geldi: Finlandiya Devleti Öğrenci Destek Kurumundan sömester başına bir miktar geri ödemesiz öğrenim desteği ve SYP Suomen Yhdyspankki bankasından düşük faizli öğrenim kredisine hak kazanmıştım! Devletin verdiği ”Opintoraha” denilen öğrenim desteğinin bir kısmını hemen çekip ingiliz ve amerikan malı pahalı ders kitaplarımı ısmarladım ve kendime yeni giysiler aldım.
TÜRKİYE’DEN İYİ HABER GELDİ
Finlandiya’ya geldikten bir ay sonra Hacettepe’den hem iyi hem de üzücü bir haber aldım. Kayseri’de yeni kurulan Tıp Fakültesine yatay geçişte ismim yedekten çıkmıştı ve bir hafta içinde gidip kayıt yaptırmam gerekiyordu. Hayalimin okulu tıbbiyeye kabul edildiğime sevindim, ama gidemeyeceğim için üzüldüm. Bu da bana kaderin bir cilvesi idi!
Yaşamım boyunca her hatırladığımda ahh deyip içimi çektiğim iki olay var: Birincisi Münih’te her türlü imkanım varken Avrupa’nın seçkin okullarından Münih Maximillian Üniversitesine başvurmamak, ikincisi de Kayseri Gevher Nesibe Tıp Fakültesine girmeye hak kazandığım halde gidememek!
ÖĞRENCİ YURDU HOAS ESPOO
Üniversitenin Öğrenci Yurtları vakfı Hoas’a ait Espoo Kirstinmäki yerleşkesinde üç odalı dairede iki Finli erkek öğrenci ile beraber kaldık. Mutfak ve banyomuz ortaktı. Salona üçümüzün ortak aldığı TV çalındı. Üçümüz de birbirimizden şüphelenmeye başladık ve huzursuz olduk. Bir an evvel bu öğrenci evinden çıkmak istiyordum. Emlakçı yardımıyla şehir merkezine 5 km batısında güzel bir ada olan Lauttasaari’de Isokaari caddesinde bir villanın bahçesindeki garajın alt katındaki tek odayı kiraladım.
HELSİNKİ LAUTTASAARİ ADASINDA VİLLA
Evsahibim Finlandiya’nın büyük bir kağıt fabrikasının satış müdürü bey, eşi ve küçük kızıyla ABD’den yeni dönmüştü. Ara sıra beni evine kahve içmeye çağırıyordu. Bir keresinde kızının Amerika’da doğduğu için aldığı Amerikan pasaportunu gösterip, ”Nevertheless she is Finnish -yine de kızım Finli” demişti. Ben onunla Fince konuşarak pratik yapmaya çalışıyorken o da ilginç bir şekilde benimle amerikan ingilizcesi konuşuyordu. En çok söylediği ”nevertheless” sözü hayatım boyunca aklımda kaldı ve bu sözü işitince hep o eski evsahibimi hatırlarım.
Yıllar önce Finlandiya’ya ilk geldiğimde tanışmış olduğum iş insanı Mersinli Kasım ağabey bir gün beni kaptıkaçtı modeli yeni Volvosuyla eve bıraktı. Bakayım nasıl bir evde kalıyorsun diye bahçedeki ”Otomobil garajının altındaki odama” gelip baktı. ”Helsinki’nin güzide Lauttasaari adasındaki bir villanın garajının altında kalmana üzüldüm; benim Helsinki’de kiralık dairelerim var. Kiracılarımdan biri çıkar çıkmaz oraya taşınabilirsin” dedi
KASIM AĞABEYİN DAİRESİ VE EV ARKADAŞIM NAİM
Bir süre sonra Lauttasaari’de adı bende Mr Nevertheless olarak kalmış beyin bahçe içindeki kulübesinden Mersinli Kasım ağabeyin Fleminginkatu, Kallio adresindeki 1+1 dairesine taşındım. Bir süre sonra yanıma Naim adında aşçı bir arkadaş da taşındı. Naim, canayakın ve kalender bir kişiliğe sahip arkadaştı, ama akşam işten gelince yoğun tütün kullanıyordu. Kışın soğuktan pencereyi açamadığım için evde dumanaltında kalıyordum…
Helsinki Üniversitesi Kimya departmanda öğrenime devam ediyordum. Okulda hocalar ve arkadaşlarım birinci adım Ismail’i kısaltıp bana aynı zamanda Fince bir isim olan Ismo olarak hitap ediyorlardı. Finnish for foreigners kurslarına katıldığım için Finceyi konuşabiliyordum ve sınavlara artık Fince giriyordum.
İkinici akademik yılın sonunda Finceyi iyi seviyede konuşmayı ve yazmayı başladım ve derslerimden vakit buldukça Konsolosluk ve firmalara tercümanlık yaparak para kazanmaya başlamıştım.
ABC KAMYON EHLİYETİ ALDIM
Pikku-Roobertinkatu’daki Nelskylä Autokoulu-sürücü kursuna gidip ABC kamyon şoförü ehliyeti aldım. Haftasonları Vakkurin puutarha-çiçek bahçesinde çalıştım ve bir süre HOK Helsinki Osuuskauppa Hakaniemi ve Kulosaari marketlerine kamyonetle mal taşıdım.
FAKÜLTEDE ASİSTANLAR DESTEK VERDİLER
Kimya Fakültesi Hallituskatu’dan 1 km ileriye Kaisaniemi‘deki Vuorikatu’ya taşındı. Fen Fakülteleri birkaç yıl sonra şehir dışındaki Viikki’de inşa edilen yeni kampüse taşınacaktı. Helsinki Üniversitesinde sınıf geçmek yerine ders geçmek sistemi vardı. Yoğun çalışanlar yüksek lisans eğitimini 4 yılda, benim gibi hem çalışıp hem okuyanlar da 5-6 yılda tamamlıyorlardı. Asistanlarımız Matti Karhu ve Osmo Simonen sağ olsunlar bana destek verdiler.
Aynı kursları aldığımız sınıf arkadaşlarım Pena (Bengt) ja Veli-Matti ile yakın dost olmuştuk. Sınıf arkadaşlarım ile bazen Salı akşamları Üniversite kimliği gösteren öğrencilere çay ve peynirli sandviç ikram edilen Hämis’e (Hämäläisten Talo) şimdiki adıyla Tavastia Klübüne T-ilta ve bazen de FBBM’nin ve Milli Müze’nin yanındaki Ostrobotnia (Botta)’da opiskelija klübüne canlı müzik dinlemeye giderdik.
HELSİNKİ ELEKTRİK KURUMUNDA İŞE GİRDİM
Üniversitede son yıl eksik sınavlarımı ve laboratuvar çalışmalarımı tamamlarken Helsinki Belediyesine bağlı Elektrik kurumuna ait Salmisaari Enerji santralına laborant aranıyor ilanına başvurdum. Iş görüşmesinde: ”İş deneyimim yok, ama burada yapılan rutin kimyasal işlemleri biz okulda iki yıldır yapıyoruz” deyince beni hemen işe aldılar.
Hayatımda ilk defa iyi bir maaşla düzenli bir işe girdim. İlk maaşımla kendime yeni giysiler ve çamaşırlar aldım. Ayrıca işyeri yemekhanesinde lezzetli öğle yemeği veriliyordu. Menüde domuz varsa, benim için peynirli sandviç veya domatesli omlet hazırlıyorlardı. İşyerinin şefi bayan Elli Landström’e adının türkçedeki anlamını söyleyince gülerek ben zaten ”Fifty” -elli yaşındayım dedi ve tüm elemanlar gülüştük!
HELSİNKİ ÜNİVERSİTESİNDEN MEZUN OLDUM 1977
En sonunda gerekli tüm dersleri, sınavları ve laboratuvar çalışmalarını tamamladım. Bölüm başkanı olan sert mizaçlı profesörümüz Osmo Mäkitie’nin verdiği boratlar, boraks ve borik asit konulu yazılı sunduğum Fince tezim kabul edildi ve nihayet 1971 yılında başladığım Helsinki Üniversitesinden 1977 yılında Kimya Yüksek Lisans derecesiyle kimyager olarak mezun oldum ve Bachelor of Science diplomamı aldım.
Helsinki Üniversitesi, Copyright © 2021 All rights reserved – Tüm hakları saklıdır
Bir yorum
Ferid Müftü
Sayın yazar! Geçmişi sade ve akıcı bir şekilde anlatmışsın. Okurken satırlar arasında kendimi buldum. Elli yıl önce yaşanmış duygu, heyecan ve macera dolu günleri andım. Kalemine yüreğine sağlık!
Ferid Müftü, Diş hekimi, Hacettepe Üniversitesi